Bu yıl bayram, geleneksel neşesiyle birlikte, bazı hüzünleri de beraberinde getirdi. Her yıl, bayram günleri çocukların yüzlerinde gülümseme ve sevinç taşırken, bu yıl tam 36 çocuğun bayram coşkusuna katılamadığı üzücü bir gerçek. Ailelerin, toplumun ve devletin çocukları koruma ve onlara daha iyi bir hayat sunma görevleri her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Çocukların bayramda yaşadığı sevinç, sadece kendi aileleriyle değil, aynı zamanda toplumla da paylaştıkları bir mutluluktur. Ancak bu yıl yaşananlar, aileleri yürek burkan bir acıyla baş başa bıraktı.
Her yıl bayramlar, toplumsal kaynaşmanın en yoğun yaşandığı dönemlerden biri. Bayramlarda aileler bir araya gelir, sevgilerini paylaşır ve geçmişte kaybedilenlerin anısına saygı duruşunda bulunur. Ancak bu yıl, 36 çocuğun bayramda olamaması, dikkat çekici bir sorunu gözler önüne seriyor. Bu çocukların bazıları, aile içindeki maddi sıkıntılar, sağlık problemleri veya sosyal hizmetlerden yeterli destek alamamaktan dolayı bayram sevinçlerine katılamadı. Özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklar, sosyoekonomik koşullardan etkilenerek bu anlamlı günlerde yanlarında bulunduramadıkları ailesel ve arkadaşlık ilişkilerinden uzak kalıyorlar.
Bayram boyunca yaşanan bu kayıplar, birçok aile için acı bir hatıra olarak kalacak. Çocukların bir araya gelmesi, onların psikolojik gelişimleri üzerinde de olumlu etkiler yaratırken, bayram coşkusunun yaşanmadığı durumlar ise toplumsal huzuru zedeleyen bir gerçek. Çocuklar, sadece bayramda değil, hayatlarının her döneminde sevgiye, desteğe ve güvenli bir ortama ihtiyaç duyuyor. Onların geleceği, sağlıklı bir toplum için en önemli yatırımlardan biri. Bu nedenle, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda daha fazla önlem alması büyük bir zaruret haline geliyor.
Bu durumda sadece ailelerin değil, aynı zamanda toplumun da sorumluluğu büyük. Çocukların bayramda yaşadığı bu eksiklik, sadece onlar için değil, tüm toplum için bir kayıptır. Toplumda bir farkındalık yaratmak, bu acı gerçeği görmek ve gerekli adımları atmak için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Okullarda, sosyal hizmetlerde ve toplumsal projelerde yapılabilecek çalışmalar, çocukların bu bayramı en güzel biçimde geçirmelerini sağlayabilir. Sosyal yardıma ihtiyaç duyan aileler, çeşitli destek programları ile güçlendirilerek, çocukların sadece bayramda değil, her gün mutlu olmalarını sağlamak mümkün.
Toplumun her kesiminin el birliğiyle atacağı adımlarla, bir daha ki bayramda bu acı gerçekle karşılaşmamak için mücadele etmek şart. Bayramlar, sadece birer tatil değil, aynı zamanda toplumun bütün kesimlerini bir araya getiren, sevgi ve kardeşlik bağlarını pekiştiren önemli günlerdir. Gelecek nesiller için her çocuğun bayram neşesini yaşaması gerektiğini unutmamalıyız. Bu nedenle toplum olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirerek, geleceğin teminatı olan çocuklarımıza daha iyi bir ömür sunmak adına harekete geçmeliyiz.
Son olarak, bu bayramın, kaybettiğimiz 36 çocuğun anısına bir adım atma çağrısı olması dileğimizle, tüm toplumu daha güçlü bir dayanışmaya davet ediyoruz. Her çocuk mutlu bir bayram geçirilmeyi hak ediyor. Bu bayramda yanımızda olamayan 36 çocuğu unutmayalım, onların bayram sevinçlerini biz yaşatalım. Unutmayalım ki, daha güzel bir gelecek, çocuklarımızın uhdesindedir.