Esenyurt’ta meydana gelen olay, kadına yönelik şiddetin tehlikeli boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Eski sevgilisi tarafından sürekli tehdit edilen bir kadın, yaşadığı dehşeti anlattı. Olay, yalnızca fiziksel şiddetle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda psikolojik baskılarla da devam etti. Son zamanlarda artan kadına şiddet vakaları, toplumun her kesiminde derin bir endişe yaratıyor. Bu olay, hem mahkeme süreçlerini hem de toplumsal farkındalığı bir kez daha tartışmaya açtı.
Olay, Esenyurt’ta yaşayan Fatma G. (27) isimli kadın ile eski sevgilisi Cengiz Y. (30) arasında yaşandı. Fatma G., eski sevgilisi tarafından fiziksel, duygusal ve psikolojik olarak sık sık tehditler aldığını belirtti. Cengiz Y., kadının peşini bırakmamış, bir taraftan şiddetle korkutup diğer taraftan sürekli olarak şantaj yapmıştır. Fatma G., kendisini savunmaya çalışırken, Cengiz Y.’nin onu takip ettiğini ve her fırsatta dövdüğünü ifade etti. Durumu polise bildirince ise, olayın boyutu daha da ciddi hale geldi. İfadelerinde, 'Her an kapımın önünde bekliyordu. Beni sürekli tehdit ediyordu. Ya beni ya ailemi hedef alacağını söylüyordu' dedi.
Esenyurt'taki bu olay, kadına yönelik şiddetin özellikle son yıllarda arttığını ve buna acil çözüm yolları geliştirilmesi gerektiğini gözler önüne serdi. Türkiye'de resmi verilere göre, kadına karşı şiddet olayları son on yılda ciddi bir artış göstermiştir. Uzmanlar, bu tür vakaların önüne geçmek için özellikle eğitim ve toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Kadınların şiddete maruz kalmamak için sahip oldukları haklar konusunda daha bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, yasaların daha etkin bir şekilde uygulanmasının önemini de dile getirdiler.
Fatma G., eski sevgilisi tarafından yapılan şiddet nedeniyle kendisini güvende hissetmediğini belirtirken, olayın ardından bir avukatla görüşmeye karar verdi. 'Artık sakin kalmayı öğrenmeye çalışıyorum. Ama bu yaşadıklarımın üstesinden gelmek hiç kolay değil' diyerek yaşadığı korkuya dikkat çekti. Yaşadığı olay sonrasında kadın sığınma evi gibi sosyal hizmetlerden de yardımlar almayı düşünüyor. Şu anda tehditlerden korunmak için gerektiğinde koruyucu tedbir başvurusu yapılabileceği bilgisiyle birlikte kendi güvenliğini sağlamak için çaba sarf ediyor.
Bunun yanı sıra, Türkiye genelinde kadına yönelik şiddetin önlenmesi için başlatılan kampanyaların desteklenmesi ve bu konudaki bilinçlendirme çalışmalarının artırılması gerektiği belirtiliyor. Olayın kamuoyunda yankı bulması, benzer durumlarla karşılaşan diğer kadınlar için bir umut ışığı olmasını sağlıyor. Geç kalmış şikayetler yerine, yaşanan sorunların anında yetkililere iletilmesi öneriliyor. Her bireyin bu konudaki sorumlu duruşu, yaşanan bu tür olayların önlenmesine katkıda bulunacaktır.
Esenyurt’taki olayın ardından başlayan sosyal medya kampanyaları da göz önünde bulundurulmalı. Kendi hikayelerini paylaşan kadınlar, şiddete maruz kalmanın yalnız olmadıkları bir sorun olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bu tür destek grupları ve sosyal farkındarlıktan faydalanmak, benzer durumda olan kadınların kendilerini güçlü hissetmelerine yardımcı oluyor. 'Bize destek olursanız, bu sorunlara karşı duruşumuz daha güçlü olur' diyen kadınlar, yaşanan bu tür olayların sona ermesi için herkesin elini taşın altına koymasını bekliyorlar.
Söz konusu olayın ardından hasta olunan şiddet, infial yaratmış, pek çok kişi bu tür olayların yaşanmaması adına toplumsal bilincin artırılması gerektiğini vurgulamıştır. Kadına yönelik şiddetin sona ermesinin herkesin ortak sorumluluğu olduğunu işaret eden uzmanlar, 'Bu tip durumlarla karşılaşan herkes, mutlaka hukuki yolları tercih etmeli ve sesini duyurmalı' ifadeleriyle sürece dair öneriler sunuyorlar. Detaylar için takipte kalın, Esenyurt’ta yaşanan bu olayın gelişmeleri merakla bekleniyor.