Gazze Şeridi, uzun süredir devam eden çatışmaların, ablukanın ve insani yardım kısıtlamalarının etkisi altında. Son günlerde ise bölgedeki sağlık sistemi ciddi bir krizle karşı karşıya kalmış durumda. Savaş, doğal afet veya başka bir olağanüstü durumda olduğu gibi, Gazze’de de savaşın en derin yaralarını en savunmasız kesimler, özellikle de hastalar ve çocuklar açmakta. Özellikle ilaç ve tıbbi malzeme bulamamak, bölgedeki insanların sağlığını tehdit eden en büyük sorunlardan biri olarak öne çıkıyor.
Gazze’deki sağlık sistemi, yıllar süren ambargo, yetersiz finansman ve altyapı eksiklikleri nedeniyle büyük bir çıkmaza girmiş durumda. Hastaneler, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik olarak da büyük bir yük altındalar. Sağlık çalışanları, sınırlı kaynaklarla hayatları kurtarmaya çalışırken, hastalar ise en basit ilaçları bulmakta dahi zorlanıyor. Pandemi sürecinin ardından durum daha da kötüleşti; Covid-19'un yan etkileri, yetersiz sağlık hizmetleriyle birleşince kriz daha da derinleşti.
Sağlık bakanlığı tarafından yapılan açıklamalara göre, Gazze’de kritik ilaçların %70’i stokta bulunmuyor. Özellikle kanser, kalp hastalıkları ve diyabet gibi kronik hastalıklar için gereken ilaçlar, hasta bireyler için hayati öneme sahip. Bu durum, tedavi edilmesi gereken hastaların hayatlarını doğrudan tehdit ediyor. Sağlık kuruluşları, acil durumlar için bile yeterli malzemeye sahip değilken, halkın temel sağlık ihtiyaçlarını karşılamak adeta imkansız hale gelmiş durumda.
Bölgedeki sağlık çalışanları, kaynaklarının tükenmekte olduğunu ve hastaların önemli bir kısmının tedavisiz kaldığını belirtiyor. Durum, acil sağlık hizmetleri sunan kliniklerde de büyük bir karmaşaya yol açmış durumda. Doktorlar, hastalarını tedavi etmek için çabalarken, her gün daha fazla hasta ile karşılaşıyorlar; ancak kullanacakları ilaç ve malzeme bulmakta zorlanıyorlar. Bu, hastaların tedavi süreçlerini sadece maddi değil, aynı zamanda duygusal olarak da olumsuz etkiliyor.
Uluslararası sağlık kuruluşları, Gazze'deki durumu 'insani bir felaket' olarak tanımlarken, gerekli yardımların ulaştırılması için acil adımlar atılması gerektiğini vurguluyor. Ancak, bölgede sıkışan insani yardım koridorları ve sınırlı ulaşım imkanları, bu yardımların etkili bir şekilde ulaştırılmasını zorlaştırıyor. Unutulmamalıdır ki, bir insanın hayatı, bu tür insani krizler içinde kolayca sona erebilir; o yüzden uluslararası toplumun bu duruma kayıtsız kalmaması gerekiyor.
Sonuç olarak, Gazze’de yaşanan bu ilaç ve sağlık malzemesi eksikliği, yalnızca sağlık açısından değil, toplumsal yapılar içinde de büyük çatlaklara yol açmaktadır. Uzun süredir devam eden çatışmalar ve kısıtlamalar, sadece insanların fiziki sağlığını değil, psikolojik durumunu da tehdit etmekte. İnsanların geleceğe dair umutları her geçen gün azalırken, uluslararası toplumu harekete geçirmek için çabalar sürdürülmeli ve acil tedbirler alınmalıdır.