İsrail'in Gazze'ye yönelik yoğun hava saldırıları, bir kez daha Orta Doğu'da tırmanan çatışmaların derinleşmesine neden oldu. Bu saldırılar, dünya genelinde çeşitli tepkilere yol açarken, birçok ülke bu konuda endişelerini dile getirdi. Ancak, ABD'nin İsrail'e verdiği destek mesajları, uluslararası ilişkilerde yeni tartışmalara sebep oldu. Bu haberimizde, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının detaylarını, dünya genelindeki tepkileri ve ABD'nin bu duruma yaklaşımını ele alacağız.
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılar, Temmuz 2023 itibarıyla yoğunlaşarak sivil kayıpları ve altyapı tahribatlarını artırdı. Saldırılar sonucunda onlarca sivil hayatını kaybederken, yüzlercesi yaralandı. Hamas, bu saldırılara karşılık olarak roketli saldırılarla yanıt verirken, çatışmaların büyümesi bölgede insani krizin boyutlarını artırdı. Gazze’de sağlık sisteminin çökme noktasına geldiği ve temel gıda maddelerine ulaşımın güçleştiği belirtiliyor. BM ve diğer uluslararası yardım kuruluşları, Gazze’ye yönelik insani yardımların artırılması çağrısında bulundu.
Dünya genelinde, İsrail'in saldırıları karşısında farklı ülkeler ve uluslararası kuruluşlar, endişelerini dile getirerek bu durumu kınadı. Birçok Avrupa ülkesi, İsrail’in orantısız güç kullanımı nedeniyle eleştirilerde bulunurken, bazı ülkeler ise derhal ateşkes çağrısı yaptı. Türkiye, İran ve bazı Arap ülkeleri ise, Gazze’ye yönelik saldırıları insanlık suçları olarak nitelendirerek uluslararası kamuoyunu harekete geçirmeye davet etti. Öte yandan, ABD'nin İsrail'e verdiği destek mesajları, birçok kişiyi şaşırttı. ABD yönetimi, İsrail'in güvenliğini savunurken, aynı zamanda sivil kayıpların azaltılması gerektiği mesajını da verdi. Bu durum, ABD’nin Orta Doğu politikasında devam eden inconsistency (tutarsızlık) tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Sonuç olarak, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sadece bölgedeki istikrarsızlığı artırmakla kalmıyor, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde de önemli bir kırılma noktası oluşturuyor. Hem insani boyutlarıyla hem de siyasi sonuçlarıyla yakından takip edilmesi gereken bu süreç, hem bölge halkları hem de dünya genelinde derin bir etki bırakmaya devam ediyor.