Beyaz Saray'da gerçekleşen ikinci tartışma, ABD'nin 2024 başkanlık seçimlerine giden süreçte önemli bir dönüm noktası oldu. Donald Trump, bu kez Kanada ile olan ilişkiler üzerinden sert eleştirilerde bulundu. Tartışma sırasında, Trump'ın Kanada'yı hedef alan söylemleri, hem izleyiciler hem de sosyal medya kullanıcıları arasında geniş yankı uyandırdı. Kanada'nın ABD ile olan ticaret ilişkileri, güvenlik iş birlikleri ve iklim değişikliği konusundaki duruşuna dair Trump’ın eleştirileri, tartışmanın en dikkat çekici anlarını oluşturdu.
Tartışma sırasında Trump, Kanada'nın ABD ile olan ticari ilişkilerinde haksız rekabet yarattığını iddia etti. Özellikle, Kanada'nın tarım ve enerji sektörlerindeki uygulamalarının, Amerikalı üreticilere zarar verdiğini vurguladı. “Kanada, bizimle aynı seviyede oynamıyor. Bize karşı ekonomik bir savaş açtılar” şeklinde konuşan Trump, bu durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtti. İzleyicilerin dikkatini çeken başka bir nokta ise Trump'ın Kanada'nın iklim politikalarını ele almasıydı. Trump, Kanada'nın iklim değişikliği ile mücadele adına atmış olduğu adımları eleştirerek, bunların Amerikan ekonomisini olumsuz etkilediğini savundu. Yine bu bağlamda, Kanada'nın orman yangınları ve diğer çevresel sorunlarıyla yeterince ilgilenmediğini de dile getirdi.
Tartışmanın ardından sosyal medyada birçok kullanıcı, Trump'ın Kanada ile ilgili eleştirilerini yorumladı. Kimi kullanıcılar, Trump’ın söylemlerinin gerçekleri yansıtmadığını savundu. Diğerleri ise Kanada'nın ABD ile olan ilişkilerine yönelik farklı bir perspektif sundu. Tartışmanın ardından yapılan anketlerde, izleyicilerin Trump’ın Kanada'ya yönelik eleştirisine ne kadar katıldıklarıyla ilgili farklı sonuçlar çıktı. Bazı anketlerde, tartışmayı izleyenlerin %60'ının Trump'ın Kanada konusunda haklı olduğunu düşündüğü ifade edildi. Ancak, diğer bazı anketlerde ise izleyicilerin büyük çoğunluğu, Trump’ın söylemlerini aşırı bulmuş ve gereksiz bir düşmanlık yarattığını dile getirmiştir.
Trump'ın bu eleştirileri, özellikle önümüzdeki seçimlerdeki kampanya stratejisi açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Kanada, tarihi olarak ABD'nin en önemli müttefiklerinden biri olmuş ve iki ülke arasında birçok stratejik iş birliği geliştirilmiştir. Bununla birlikte, Trump'ın bu tarz söylemleri, hem kendi tabanını konsolide etme çabası olarak görülüyor hem de rakiplerine karşı güçlü bir söylem oluşturma stratejisi olarak değerlendiriliyor.
Öte yandan, tartışmanın diğer katılımcıları, Kanada'nın Amerika ile olan ilişkilerinin önemini vurgulayarak, Trump'ın bu tür sert eleştirilerinin iki ülke arasındaki dostluk bağlarını zayıflatabileceğine dikkat çekti. Özellikle, Kanada'nın güvenlik alanındaki iş birlikleri ve ekonomik entegrasyonun önemi üzerinde durdular. Diğer adaylar, Trump'ı bu stratejisinin yanlış olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilerdeki zararlara yol açabileceğini belirtti.
Bunun yanı sıra, Trump'ın tartışmada Kanada'nın sağlık sistemine yönelik eleştirileri de gündeme geldi. Trump, Kanada'nın sağlık sisteminin işleyişini ve sunduğu hizmetlerin kalitesini sorguladı. Bu eleştirilerine karşılık, diğer tartışmacılar Kanada'nın sağlık sisteminin dünya genelinde olumlu örneklerden biri olduğunu savunarak, sağlık hakkının Evrensel bir hak olduğunu ve bunun ülkeler arası barter ve dayanışmanın önemini artırdığını belirttiler.
Sonuç olarak, Trump'ın Beyaz Saray'daki ikinci tartışmada Kanada'ya yönelik sert eleştirileri, birçok kesimden farklı tepkiler aldı. İlerleyen günlerde, tartışmanın sonuçlarının ve Trump'ın bu eleştirilerinin nasıl bir etki yaratacağı merakla bekleniyor. Kanada'nın yanı sıra, bu eleştirilerin ABD iç politikasına ve diğer uluslararası ilişkilere nasıl yansıyacağı da göz önünde bulundurulması gereken bir konu olarak öne çıkıyor. Her ne olursa olsun, tartışmanın hem Trump'ın hem de diğer adayların stratejileri açısından büyük önemi olduğu aşikar.