Bu yıl Türkiye'nin birçok bölgesinde yaşanan ve “yüzyılın don olayı” olarak adlandırılan olağanüstü hava koşulları, tarım sektörü üzerinde derin yaralar açtı. Mart ayının ortalarında başlayan soğuk hava, birçok tarım ürününün hasadını etkiledi ve çiftçilerin yıllarca emek vererek yetiştirdikleri ürünlerini yok etti. Özellikle meyve bahçeleri büyük zarar gördü. Türkiye’deki tarım arazilerinin büyük bir kısmı, don olayı nedeniyle verim kaybı yaşadı. Bu yıl, sadece bir çürük elmanın sağ kalması, durumun ne denli dramatik olduğunu gözler önüne serdi.
Don olayının Türkiye tarımında yarattığı etkiler, çiftçilerin yüzlerini ekşi bir çiğdem gibi burkmasına neden oldu. Özellikle bölgesel meyve üreticileri, don sonrası tarlalarına girdiğinde yüreklerine taş basarak üzüm, kiraz ve elma ağaçlarının zarar gördüğünü fark ettiler. Soğuk hava, özellikle çiçeklenme döneminde yaşandığı için, birçok meyve türü henüz olgunlaşmadan yere düştü.
Çiftçiler, meyve ağaçlarının çiçeklerinin donduğunu ve bunun sonucunda meyve vermek için gereken polinasyon sürecinin de tehlikeye girdiğini bildirdi. Türkiye, dünya genelinde meyve üretiminde önemli bir yere sahipken, bu kadar yüksek oranda bir zarar, hem ekonomiyi etkiledi hem de ülkenin gıda güvenliğini tehdit eder hale geldi.
Bu yıl tüm bu olumsuzlukların arasında, sadece bir elmanın hayatta kalması, birçok kişi için ironik bir sembol haline geldi. Çiftçiler, yılların emeğini, parasını ve zamanını harcadıkları bahçelerinde nadir de olsa bir elma bulmanın sevincini yaşarken, bu elmanın çürük olduğunu görünce bir kez daha hayal kırıklığına uğradılar. Elmanın çürük olması, o bahçede hiçbir şeyin doğru gitmediğinin bir örneği olarak değerlendirildi. Çiftçiler, bu durumu “nadir bir mucizenin çürüyen hali” olarak adlandırdılar.
Birçok analist, bu durumun Türkiye tarımını etkileyen iklim değişikliğinin ciddiyetini de ortaya koyduğunu savunuyor. Tarım uzmanları, çiftçilere dayanıklı ürünler yetiştirmek adına iklim değişikliğine uygun alternatif yöntemler benimsemeleri gerektiğini hatırlatıyor. Ancak bu noktada çiftçilerin desteklenmesi ve gerekli eğitimlerin verilmesi büyük önem taşıyor.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, çiftçilerin umutlarını kaybetmemesi ve mücadele etmeye devam etmesi gerektiği vurgulanıyor. İlerleyen yıllarda yaşanacak olan bu don olaylarının, tarım politikalarında değişikliklere yol açma potansiyeli taşıdığı belirtildi. Gelecek yıllar için önlemlerin alınması gerektiği, aksi takdirde bu tür olayların tarım sektörü üzerinde daha ciddi yansımaları olacağı ifade ediliyor.
Sonuç olarak, bu yıl yaşanan don olayı, sadece bir çürük elmanın hayatta kalmasıyla değil, aynı zamanda Türkiye’nin tarım geleceği için bir uyarı niteliği taşımakta. Çiftçilerin yanında durulması, desteklenmesi ve eğitim almaları sağlanmadığı sürece, tarımda yaşanacak felaketlerin önüne geçmek oldukça zor olacaktır. İklim değişikliği ile mücadele, sadece devletin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu olarak kabul edilmeli ve bu konuda atılması gereken adımlar öncelikli hale gelmelidir.